Yaşlanma, hücrelerin kendini yenileme yeteneğinin azalması sonucu ortaya çıkan biyolojik bir süreçtir. Bu süreçte hücrelerin normal fonksiyonları yavaşlar, tamir mekanizmaları ise etkisini yitirir. Oluşan hasarlar genellikle serbest radikallere, genetik değişikliklere ve hücresel iletişimdeki hatalara bağlıdır. Bu hataların bir kısmı DNA sentezindeki hatalardan veya DNA tamir mekanizmasındaki yavaşlamalardan kaynaklanır. Hücrelerin DNA’sındaki bozulmalar, yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar. Günümüzde birçok yaşlanma karşıtı teknik bulunsa da hücre içeren materyallerin enjeksiyonu cildin doğal yenilenme sürecini desteklemede önemli bir yer tutar. Bu bağlamda, kendi dokumuzdan elde edilen kök hücre uygulamaları örneklenebilir. Ancak bu işlem, dokunun alınması, kök hücrelerin elde edilmesi ve işleme tabi tutulması gerektiğinden zaman alıcı ve karmaşıktır. Bu nedenle, daha pratik ve etkili yöntemlerin arayışı doğmuş ve somon DNA’sı gibi yenilikçi çözümler geliştirilmiştir.
Somon DNA Nedir?
Somon DNA’sı, gençlik aşısı olarak da bilinir, çünkü içeriğinde yoğun miktarda hyalüronik asit, vitamin, mineral, aminoasit, protein ve inorganik tuzlar bulunur. Bu özel bileşim cildin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini sağlayarak onun genç ve canlı kalmasına katkıda bulunur. Cildi nemlendirir, canlandırır, parlaklık kazandırır ve kolajen üretimini uyararak dolgun bir görünüm sağlar. Leke görünümünü azaltma, yara, yanık veya akne izlerini hafifletme gibi farklı amaçlarla kullanılabilir.
Somon DNA Uygulaması
Somon DNA’sının uygulama yöntemi genellikle mezoterapi tekniklerine benzemektedir. İşlem öncesinde bölgeye topikal anestezik kremler uygulanır ve ardından ince uçlu enjektörler kullanılarak somon DNA’sı cilt altına enjekte edilir. Bu yöntem ağrısızdır ve genellikle 20-30 dakika sürer. Uygulamanın etkisi hemen görülmese de birkaç seans sonrasında cildin daha genç, taze ve canlı bir görünüm kazandığı gözlemlenebilir.
Somon DNA’sı uygulamaları genellikle 3-4 aylık periyotlarla yapılır. İlk seanstan itibaren ciltteki ince çizgilerde azalma, lekelerde açılma ve cildin nem dengesinin artışı gibi etkiler gözlenir. Uzun vadeli etki için önerilen bir kür tedavisi ise genellikle 3 seans olarak uygulanır. Bu kür tedavisi sonucunda elde edilen etki 1-2 yıl sürebilir. Ancak yaşlanma sürecinin doğal olarak devam etmesi nedeniyle, etkinliğin artması ve sürekliliğin sağlanması için yıllık periyotlarla tekrarlanması tavsiye edilir.